Diyet & Diyetisyen

Sağlığımızın bozulması genelde tek bir faktöre bağlanamaz. Çoğu hastalık gibi birikimsel bir süreç sonunda karşılaşırız. Kanser hastalığı da böyledir ve bu durumla karşı karşıya kalan her bireyde farklı deneyimlenir. Sağlık uzmanları uzun yıllar boyunca eğitim ve deneyim sahibi olan kişilerdir. Yeni gelişmeleri takip edebilmek için sürekli bilgilerini güncel tutarlar. İnsan vücudu birçok komplike ve birlikte çalışan sistemi içerir. Gıdalar yüzlerce besin bileşeni, vitamin ve minerallerden oluşur. En sağlıklı strateji beslenmeyi tümüyle ele alan birkaç besin ya da diyet takviyesi gibi etkisi şaibeli şeylerle vakit kaybetmeden uygulanacak olanıdır.

 

Fitokimyasallar ve Antioksidanların Rolü?

Fitokimyasallar bağışıklık sistemini destekleyerek, kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlatır ve kansere yol açan DNA hasarını önler. Fitokimyasallar bitki ya da sebzeye renk, aroma ve lezzet veren maddelerdir. Diyette ya da beslenmede bazı fitokimyasallar vücudu kanser ve kronik hastalıklara karşı korumak için birlikte çalışır. Fitokimyasallar aynı zamanda antioksidan maddelerdir.

Antioksidanlar hücreleri vücutta her gün oluşan sayısız oksidatif hasardan korur. Bu serbest radikaller en basitiyle içtiğimiz sudan, soluduğumuz havadan ya da yediklerimizden oluşur. Bu tip hasarların önlenmesi birikimsel zararı azaltarak bizi kanser ve diğer hastalıklardan korumaya yardımcı olur. Her gün oluşan sayısız oksidatif hasara karşı vücudun kendini korunabilmesi için antoksidanların sürekli temini önemlidir.

Bunun için beslenmemizin tam tahıllar, baklagiller, kuruyemişler, yağlı tohumlar ve mevsimine uygun rengarenk sebze, meyveler ve yeterli doğal proteini içermesi gereklidir. Ağırlıklı sebze ve baklagillerden oluşan bir beslenme koruyucu gücü arttırır. Bunun için her gün 5 porsiyon çeşitli ve mevsimine uygun sebze meyve tüketmek gerekir. 1 porsiyonu 1 kase pişmiş ya da çiğ sebze veya bir meyve porsiyonu olarak düşünebilirsiniz. Yemeğin yanında ise tam tahıllı besinler veya baklagillerin tüketimi doygunluğu sağlamlaştırarak şekerli atıştırmalıkların önüne geçer.

 

KANSER HASTALARINA UYGUN MENÜ

Tedavi Yan Etkilerinin Neden Olduğu Beslenme Problemlerine Karşı Öneriler

İştahsızlık ve Kilo Kaybı İçin:

Kanserli bireylerde sık karşılaşılan bir sorundur. Yetersiz beslenme kalp, karaciğer, böbrekler ve bağışıklık sisteminin düzgün işleyişini olumsuz olarak etkiler. Vücudun kendini toparlamasını yavaşlatır. Aşağıdaki önerileri uygulamayı deneyin:

  • İştahlıyken proteinli besinler ile öğüne başlayın
  • En sevdiğiniz doğal yüksek kalorili yiyecek ve içecekleri çeşitlilik içinde tüketin
  • Öğünlerinizi gün içine 5-6 küçük öğün şeklinde yayın
  • Büyük öğünleri gerçekten çok aç hissettiğinizde tüketin
  • İştahı arttırıcı etki göstereceği için gün içinde hareketli olun, açık hava yürüyüşü yapmak zihnen ve bedenen işe yarayacaktır.
  • Yediklerinizin, yeterliliği ve kalitesini yönetebilmek adına bir beslenme uzmanıyla görüşün

 

Bulantı ve Kusma Sorunlarında:

Karın, mide veya beyine uygulanan kemoterapi ya da radyoterapi yan etkisi olarak kusma ve bulantı görülebilir. Aşağıdaki önerileri uygulamayı deneyin:

  • Küçük öğünleri tolere etmek daha kolay olduğu için az ve sık beslenin
  • Gıdaları ya da berrak sıvıların oda sıcaklığında ya da soğuk olması tüketimi kolaylaştırır
  • Aşırı yağlı, çok şekerli ya da baharatlı besinlerden kaçının
  • Ağır koku içeren gıdalardan uzak kalın
  • Sıvı ya da su alımını ara öğünlere bırakın, ana öğünlerle birlikte tüketmeyin
  • Yemeklerinizi oturarak tüketin ve yemek yedikten hemen sonra yatmayın (en az 1 saat sonra)
  • Kusma ataklarından sonra kızılcık, güvem, erik gibi komposto ya da kemik, ilik suyuna çorbalar tüketilebilir. Karışık yiyecekler yerine raf ömrü kısa olan simit, galeta, grisini gibi sade besinler tercih edin.
  • Bulantınızı kontrol edemiyorsanız uygun bulantı giderici tedavi için doktorunuzla iletişime geçin.

 

Yorgunluk:

Gerek tedavinin bir sonucu gerekse hastalık nedeniyle kanser hastalarının en sık yaşadığı sorunlardandır. Düzenli yeme alışkanlığı ve yapılabilir düzeyde hareketli olmak bireyin kendini pozitif ve enerjik hissetmesini sağlar. Aşağıdaki önerileri uygulamayı deneyin:

  • Enerjinin düşmesinin en kolay ve sık rastlanan nedeni yetersiz sıvı alımıdır. Su, komposto, açık çay, besleyici duru çorbalar sıvı alımınızı arttırır.
  • Düzenli yemek yeme alışkanlığı edinene kadar enerjinizi toparlaması için güvenilir hazır yemek siparişi, dondurulmuş besinler, sebze ve meyveleri gerekliyse yoğurt ile blender edilmiş şekilde kullanın.
  • Acıktığınızda hazırda yemek olması için enerjik hissettiğinizde yemek hazırlamaya vakit ayırın. Artan miktarı dolaba atın ve 2 gün içinde tüketmiş olun.
  • Yemek hazırlığının keyifli ve kolay hale gelmesi için aile üyeleri veya arkadaşlardan destek alın.

 

Kabızlık ve İshal Sorunlarına Karşı

Kanser ve kemoterapi ilaçlarına ya da karın, pelvis bölgesine uygulanan radyoterapi ishale neden olabilir. Bu önerileri uygulamayı deneyin:

  • Sıvı alımını normalden daha fazlalaştırın. Su, yoğurt, maden suyundan yapılmış ayran kullanılabilir. Elektrolit kaybını daha hızlı önlemek için durumunuza uygun ilaç desteği alın.
  • Muz, şeftali, pirinç lapası, elma püresi, patates ve beyaz ekmeğe tost gibi durumu hafifletici besinleri tüketin.
  • Bu dönemde lif içeriği yüksek besinleri tüketmeyin. Kuruyemiş, kurubaklagil, yağlı tohumlar, çiğ sebze ve kabuklu meyve tam tahıllı ekmek ve bulgur gibi tahıllar posa içeriği yüksek besinlerdir.

 

Kabızlık da yine benzer şekilde hastalığa bağlı, tedavi sırasında ya da ağrı yatıştırıcı ilaçların kullanımı sonucu görülebilir. Kabızlığa karşı bu önerileri uygulamayı deneyin:

  • Sıvı alımını arttırın. İlk olarak su, kendi şekeri ve tarçın eklenmiş taneli erik komposto ya da hoşafı, ılık limonlu su, kefir, ayran ve kafeinsiz çayları tercih edin.
  • Lif içeriği zengin kurubaklagiller, kuruyemişler, yağlı tohumlar, çiğ ya da az pişmiş sebze ve taze meyveleri yenilebilir kabuklarıyla tüketin.
  • Hareketi yapabileceğiniz düzeyde arttırın. 20 dakikalık hafif tempolu yürüyüşler bile etkili olabilir.
31 May, 2020

Hiperaktivitede Beslenmenin Önemi

Hiperaktivite, genellikle konsantrasyon ve dikkat eksikliği, huzursuzluk, sabırsızlık, aşırı hareketlilik ve öğrenme güçlüğü gibi semptomlarla tanımlanır. Nedeni tam olarak bilinmese de bilimsel çalışmalar hiperaktivite de nörotransmitter düzensizliği, genetik, çocukluk çağında… Daha fazla oku